top of page

Uyku Eğitimi



Özellikle ilk yıllarda bizi en çok zorlayan durumlardan bir tanesi de uyku. Hem kendi uykumuz hem bebeğin uykusu…

Kızım bebekliğinden beri gündüz uykusunu sevmez. Uyumaz, uyutmaz. Bebekken gözlerimi açma çabaları şimdi yerini “UYAAAANNN” diye tepinmelere bıraktı.

Bazı çocuklar da uykuyu çok severler. Her çocuğun huyu, mizacı farklıdır. Yani her ne kadar çevresel faktörlerle öğrendikleri ve kendilerine kattıkları olsa da doğuştan getirdikleri özellikleri de vardır. Zaten bebekler arasında davranışsal olarak farklılıkların gözlenmesi, her bebeğin kendine özgü bir mizacının olduğunun kanıtı değil midir? Bebeklerinizi ve çocuklarınızı başka bebeklerle kıyaslamak yerine mizacını, huyunu keşfedip ona göre hareket etmek en çok ebeveyni rahatlatacaktır.

Uyumayan bebeğim uyusun diye başlarda 40 takla attım “acaba bir yerlerde yanlış mı yapıyorum?” Sorusu hep zihnimin bir köşesinde durdu. Ancak uyuduğu kadarı her zaman ona yetti, illaki günün yarısını uyuyarak geçirmek zorunda değilmiş. Yeteri kadar uykuyla da çok güzel büyüyebiliyormuş.

Uyku yönetiminde tek bir doğru yoktur! Ailenin dinamiğine, çocuğun mizacına ve anne ile arasındaki güven bağının ne kadar kuvvetli olduğuna göre değişiklik gösteriyor. Özellikle 0-1 yaş döneminde anne ile arasında güvenli bir bağ kurmuş bebeğin anneden ayrılması ve kendi odasında uyuması daha kolay olacaktır. Çünkü bebek artık annesinin onun ihtiyaçlarını ne olursa olsun karşılayacağını bilecek ve ayrı yatıyor da olsa kendini güvende hissedecek. Kendini güvende hisseden bebek yalnız kaldığında kaygı duymayacak ve kendi kendine uykuya dalma becerisi gelişecektir. Bebeğin bağımsız uykuya dalması için rahatlamasına ve sağlam bir güven duygusuna ihtiyacı vardır.

Anne bebeğin ihtiyaçlarını karşılama durumuna göre bebeği yanında ya da ayrı yatırabilir. Bu tamamıyla aile dinamiğine bağlıdır! Anne ayrı odada yatan bebeğinin ihtiyaçlarını gece rahatlıkla karşılayabiliyorsa ayrı yatırabilir ya da gece ihtiyaçlarını yanında yatırarak daha rahat karşılayabiliyorsa yanında da yatırabilir. Burada önemli olan çocuğun mizacı ve ihtiyaçların karşılanması! Özetle çocuğun ihtiyacını karşıladığınız ve güven duygusunun temellerini sağlam attığınız sürece size uygun olan, aile dinamiğinize uygun, rahat ettiğiniz herhangi bir uyku yöntemini denemenizde hiçbir sakınca yoktur. Annelik içgüdüsü size bahşedilmiş bir mucize... Ona güvenin ve "doğal" olan neyse onu tercih edin. Uyku eğitimi de alabilirsiniz, sallayarak da uyutabilirsiniz, ayakta gezdirerek ya da araba yolculuklarına çıkarak da… Rahat olun hiçbir sakıncası yok. Herkesin yöntemi ve ihtiyacı farklıdır bu yanlış olduğunu göstermez merak etmeyin.

Peki ben ne yaptım?

Başta sallayarak uyutmayı çok tercih etmediğimi belirtmek isterim keza kendi kızımda da yoğun baskılara rağmen bu yöntemi kullanmadım.

Neden tercih etmedim?

Bebek sallanırken sabit bir noktaya bakacaktır ancak iç kulaktaki dengeyi sağlayan sıvı sallandığı ve uyarıldığı için hafif bir baş dönmesiyle yani sersemleyerek uykuya dalacaktır. Bu hisle uyumaya alışan bebek kendi kendine uykuya dalmaya zorlanacaktır. Tabii bunun sonunda en büyük zorluğu anneler çekecektir. Ben sonrasında bu zorluğu çekmemek adına tercih etmedim ama edebilirdim de bir sakıncası yok dediğim gibi.

Peki bu hisle uyumaya alışmış bebeği normal uyku düzenine geçirmek için ne yapmak gerekir?

Öncelikle bunun bir süreç olduğunu unutmamalısınız. Kademe kademe yumuşak geçiş yapmalısınız. Bir anda çocuğu kendi yatağına bırakıp, ağlayarak uyumasını beklemek bir çözüm değil bana göre. Bunun yerine öncelikle çocuğu bu alışkanlıktan kurtarmak için gece uykularıyla başlamalısınız. Bilinenin aksine yorgun çocuk hemen uyumaz çünkü huzursuz olacaktır ve uykuya geçmeye zorlanacaktır. Gündüz uykusunu iyi alan, çok yorgun ve huzursuz olmayan bebek uykuya daha rahat geçecektir. Önemli olan bir nokta da çocuğu her gece aynı saatte yaptırmanız. Ne erken ne de geç! Uyumaya götürmeden önce süt içirmek, altını değiştirmek, tuvalete götürmek ve pijamalarını giydirmek gibi rutinler oluşturursanız çocuk uyku vakti geldiği mesajını alacaktır.

Daha sonra çocuğunuz nasıl rahatlıyor? Bunu keşfetmeniz gerek. Müzik dinlemek, kitap okumak, şarkı-ninni söylemek, masal anlatmak, sırtını sıvazlamak... Bunlara örnek olabilir. Çocuğunuz rahatladıktan sonra uykuya geçişi kolay olacaktır. Yanınızda yatırıp ten temasıyla uykuya dalmasını sağladığınız çocuğunuzu yatağına yatırabilirsiniz. Kendi kendine uykuya dalmaya alıştıktan sonra zamanla yanınıza yatırmanıza da gerek kalmayacaktır. Dediğim gibi sabırla, sevgiyle ve şefkatle bu zaman alacak süreci uygulamanız ve kararlı olmanız gerekir. Bir kere bile olsa tekrar sallamaya kalkarsanız bütün emekleriniz boşa gidecek ve her şey başa dönecektir.

Evet gerçekten zorlu bir süreç ama geçecek merak etmeyim. Hele de o nefes tutup çocuğu uyuttuktan sonra odadan çıkabilme ve biraz da olsa nefes alma ihtiyacı yok mu? Ah…

Evet çocuğu uyuttuktan sonra uyanmasın diye tutulan nefesler ve parmak uçlarında odadan kaçış planlarının zaman zaman işe yaramaması ve bebeğin de aynı hızla uyanmasının bir sebebi var tabii ki.

Bebek ilk aylarda kendini anneden bağımsız bir varlıkmış gibi algılamaz. Kendini anneyle bir bütün olarak algılar ve ondan ayrıldığı, kokusunu duymadığı ya da dokunamadığı anda kaygıya kapılır. Anne ile iç içe yaşamış bir bebek gerçek dünyaya geçiş yaparken korkar çünkü bilmediği anlamadığı ve kontrol edemediği bir dünya var onun için. Bu noktada geçiş nesneleri imdadımıza yetişebilir. Anneden ayrılma kaygısı ile baş etmesi için gereklidir aslında bu geçiş nesneleri ve işimizi kolaylaştırır.






Geçiş Nesnesi


Peki nedir bu geçiş nesnesi?

D. Winnicott tarafından tanımlanmıştır. Geçiş nesnesi anneden ayrı bir birey olduklarını fark etmelerine ve kendi bedenlerinin sınırlarını tanımalarına yardımcı olurken kontrol edebildikleri bir nesne ile kendilerini daha güvende hissederler. Bu nedenle kaygıları da büyük ölçüde azalır.

Winnicott, geçiş nesnesinin cinsiyet fark etmeksizin 4-6 ay ya da 8-10 ay civarında önem kazandığını belirtir. Özellikle yalnızken ve uyku zamanlarında büyük önem taşıyan bu nesne 6-7 yaş civarı önemini yitirmeye başlar. Tabii ki çocuktan çocuğa değişir!




Geçiş nesneleri nelerdir?

Anneyi anımsatan geçiş nesneleri aslında zaten çocuk tarafından seçilir. Çocuk kokusu, görünümü, taşınabilirliği ve yumuşaklığı göz önünde bulundurur. Peluş bir oyuncak, yumuşak bir battaniye, kendi seçtiği başka nesneler (Sizin eliniz, saçınız ya da siz hariç) olabilir.


Ne yapıyoruz?

Önce bir bakıyoruz bu bilgiler doğrultusunda çocuğun geçiş nesnesi diyebileceği nesneleri var mı? Baktık var ne ala. Baktık ki yok hemen bir geçiş nesnesi bulalım. Yumuşak, taşıyabileceği bir nesne olabilir, oyuncak olabilir, peluş olabilir ki uyurken ona zarar vermemesi için yumuşak olması tercih sebebidir.

Geçiş nesnesi ile uyutalım, uyuturken yanına koyalım zamanla geçiş nesnesi haline gelecektir ki ben de kendi kızımda küçük peluş bir penguen kullanmıştım.

Öncelikle eğer çocuğun seçtiği bir nesne varsa işiniz kolay. Mesela yeğenim (şimdi adını vermeyeyim genç kız oldu) saten bir battaniye ile uyurdu, o olmayınca rahatlıkla uykuya dalamazdı ve ona gözümüz gibi bakardık çünkü kaybolursa ya da unutulursa sonrası zor. Kızımda böyle spesifik bir nesne yoktu, ciddi bir gözlem yapmama rağmen çıkmadı. Bir gün aldığım bir bebek şampuanının içinden peluş mor bir penguen çıktı ve Ela onu görür görmez çok heyecanlandı ve “huguuuu” diyerek cıvıldadı. Fırsatı kaçırır mıyım? Hemen yatağa HUGU dahil oldu.

Sadece yatakta yanına koydum o kadar. Bilenler bilir hiç sallamadım. 30 dakika öncesinden başladım uyku hazırlığına. Emzir, bezini değiştir, üstünü değiştir evdeki sesleri kıs ve en son yatağa götürüp ışıkları kapatırdım. Sırtını sıvazlardım, ninniler şarkılar derken uyurdu başta 1 saat sürdüğü bile oldu tabii ama her gün aynı şeyi yapardım, bir ritüel oluştu ve anlardı uykuya gittiğini. Bu tarz ritüeller psikolojik olarak uykuya hazırlık süreci aslında. İnanın zamanla süresi de kısalıyor. Tabii sabır, istikrar ve zaman anahtar kelimeler.

Keşke sihirli değnek olsa değil mi? Ama yok maalesef. Zaman ve sabır…

Geceleri bu bebişler çoğunlukla REM uykusu uyurlar, yani hafif uyku. Ne uyur ne uyanık vaziyette ve 45-60 dakika gibi bir süre sonra uyanırlar. Sonra ne olur? Uykuya tekrar dalması için emzirme, sallama gibi yöntemler uygulanırsa ona alışırlar ve bunlar olmadan uykuya geri dalmazlar. Bu noktada devreye giriyor benim geceleri kendime vakit ayırmamı ve bebişin uzun uyumasını sağlayan HUGU’cuk.

Bu uyanma döngülerinde gözünü açtığında HUGU’yu gördüğünde tekrar kapatıp uyuduğunu, iyice hareketlendiğinde ve elinde HUGU varsa gözünü açmadan onu mıncıkladığını ve tekrar sakinleşip uykuya devam ettiğini gördüm. Uykuya güvenle tekrar dalmayı da öğrenmesine sebep oldu.

Bu uyku yardımcılarını da hep yatakta bırakmak gerek çünkü onu görünce akla sadece uyku gelmeli. Gün içinde onunla eğlenceli oyunlar oynarsanız gece olunca da o oyunları hatırlayacak ve uyumak yerine oynamak isteyecek. Gece HUGU ya merhaba, gündüz de hoşça kal deyip yatana kadar orada bıraktık.

Bir de bu süreçler geçiyor biliyor musunuz? Tadını çıkarmayı da unutmayın.

22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kızıma Not!

bottom of page